Tu navegador no está actualizado.
Para tener una mejor experiencia con nuestro sitio, te recomendamos descargar otros navegadores gratuitos ¡Para eso, solo tienes que hacer click en el ícono!
İnsanların çoğu, boş bir odanın eşyalarla döşendiğinde nasıl görüneceğini hayal etmekte zorlanır. Eski bir deponun veya kullanılmayan bir kilerin nasıl dönüştürülebileceğini düşünmek bu yüzden zordur. Ancak Fransız dekoratör Barbara Sterkers'in bu yeteneğe sahip olduğuna şüphe yok. Sterkers, kullanılmayan bir depoyu küçük bir aile için ideal bir daireye dönüştürmüş.
Bugün bu dönüşümü yakından incelemek ve deponun tasarımdan önceki haliyle şimdiki halini karşılaştırmak istiyoruz. Bize katılmaz mısınız?
Burada deponun eski halini görüyoruz. Bu ham alanın iki katı da bir ailenin yaşamasına uygun hale getirildi. Alt kata mutfak ve salon gibi ortak kullanım alanları yerleştirildi. Üst kat ise yatak odalarına ev sahipliği yaptı. Yer döşemeleri ve duvardaki fayanslar söküldü. Yerlerine daha canlı ve modaya uygun tasarımlar uygulandı.
Paris'in kuzeybatısındaki Le Pre-Saint-Gervais bölgesinde yer alan dairenin yeniden tasarlanmasında bazı kurallara sadık kalındı. Tasarımcılar, iç mekanı en verimli şekilde kullanmak için çalıştılar. Ayrıca özel seçim mobilyalarla hem şık, hem de kullanışlı bir ev yaratıldı. Uygulanan döşeme ve badana malzemeleri de özel olarak seçildi.
Dairenin önceki döküntü halinden eser kalmamış değil mi? Alt kata yerleştirilen yemek odası, parlak beyaz renge boyanan duvarlarıyla bu katın çekim noktası oluyor. Odanın merkezinde ise büyük ahşap yemek masası yer alıyor. Masanın etrafındaki klasik Fransız tasarımı Tolix sandalyeler A56
adını taşıyorlar. Xavier Pauchard'ın bu çarpıcı tasarımı Paris için klasikleşmiş durumda. Pauchard'ın 1934'te tasarladığı ve günümüze kadar gelen çelik sacdan yapılan bu sandalyeler, 1937'de şehrin tüm parklarına yerleştirilmek üzere 16,000 adet üretilmişler. Bugün Paris'in en gözde turistik mekanlarında da görebileceğiniz bu sandalyeler, evin şehirle bağlantısını sağlıyorlar. Bir milimetre kalınlığındaki çelik sacdan yapılan ve sekiz aşamalı bir üretim sürecinden geçen Tolix sandalyelerin arkasındaki A56
markası hâlâ elle kazınıyor.
Odadaki bir diğer tasarım detayı da masanın altına döşenen ahşap bölüm oluyor. Böylece yemek sırasında yaşanabilecek kazaların, odanın diğer bölümünü kirletmeden kolayca temizlenmesi sağlanıyor.
Mutfakta kullanılan modern tasarım çizgisi, hemen yanındaki salona da taşınmış. Pencerenin eski konumu korunurken, yeni bir profille temiz ve modern bir görünüm sağlanmış. Sırt sırta vermiş iki bölümü olan büyük kanepe, iki büyük şezlonga benziyor. Bu dağınık ancak rahat görünüm salonun dinlenme merkezine dönüşmesini sağlıyor.
150 metrekarelik alanda kişiye özel odalar da yaratabilmek adına üst kattaki bölüm, duvarla ikiye bölünmüş ve önüne metal çerçeveli geniş pencereler yerleştirilmiş. Yine de bu geniş pencereler sayesinde, odaların aydınlık ve salonla iç içe görüntüsü korunmuş. Siyah rengin tercih edildiği çerçeveler, endüstriyel havayı pekiştirmişler. Duvarların beyazıyla da tezat yaratan bu çerçeveler, tasarımcıların en ince detayları bile düşündüğünü gösteriyorlar.
Üst katta yatak odalarının yanı sıra banyo da yer alıyor. Bu kata geçişte kullanılan merdivenlerin tasarımında da modern ve şehirli tasarım çizgisi benimsenmiş. Basit ve kullanışlı bir tarza sahip olan merdivenler, ince metalden yapılmış korkuluklarla desteklenmiş. Merdiven boşluğunu odadan ayırmak için ise cam bir duvar paneli kullanılmış. Böylece hem alt katın sıcaklığı korunmuş, hem de merdiven boşluğunun aydınlık kalması sağlanmış.
